Erken Yaşta Evlilik Şiddeti Körüklüyor
Isparta Kadın ve Doğum Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Dr. Halis Bilgin, 20 yaşın altında evlenerek anne olan kadınların çocuklarına daha fazla şiddet uyguladığını söyledi.
Yıllardır çocukların maruz kaldığı şiddet ve nedenlerinin tartışıldığını söyleyen Isparta Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Dr. Halis Bilgin, şiddeti bazı faktörlerin tetiklediğini söyledi. Çocuğa yönelik şiddeti, aile içindeki şiddet, anne baba arasındaki ilişki sorunu, anne ve babanın yaşının küçük olması gibi faktörlerin arttırdığına dikkat çeken Dr. Bilgin, 20 yaşın altında anne olan kadınların çocuklarına daha fazla fiziksel şiddet uyguladığının belirtti. Dr. Bilgin,
"Kalabalık aile de risk faktörü olarak görülüyor. Kalabalık ailelerde çocuk başına düşen ilgi ve sevgi sayısı azalmış oluyor. Ailenin yükü, ekonomik gereklilik gibi faktörlerle birlikte kaygısı ve endişesi de artmış oluyor. Bu etkenler aileyi zorluyor ve ailede ruhsal hastalıklarla birlikte fiziksel şiddeti artırıyor, böyle bir kısır döngü içerisinde yer alınıyor" dedi.
"ŞİDDET GÖREN ÇOCUKLAR KENDİ ÇOCUKLARINA ŞİDDET UYGULUYOR"
Aile içinde şiddet gören ebeveynleri tarafından örselenen çocukların yüzde 30'unun ileriki yıllarda kendi çocuklarına şiddet uyguladığını ifade eden Dr. Bilgin, "Çocukların bundan etkilenmesi için şiddete doğrudan maruz kalması gerekmiyor. Anne, baba veya kardeşlerinin sık sık küçük düşürüldüğüne, tehdit edildiğine, dayak yediğine şahit olan çocuklar da şiddetten olumsuz etkileniyor. Şiddetin sadece başına gelmesi gerekmiyor, şahit olması da yeterli" diye konuştu.
"ANNE KİMLİĞİNE ALIŞMAYA ÇALIŞIYOR"
Yeni anne olan kadının kendi anne ve babasıyla ilişkilerinin değiştiğini ve bir yandan da anne kimliğine alışmaya çalıştığını aktaran Dr. Bilgin, şunları söyledi:
"Diğer yandan da yeni anne olan kadın kendi çocukluk anılarını yeniden yaşamaya başlayabilir. Çoğunlukla kendi anne ve babasıyla çocuklukları esnasına kurmuş olduğu ilişkiler örneğin, mutluluklar, üzüntüler, kırgınlıklar, kızgınlıklar, v.s., yeniden su yüzüne çıkar. Çocukluğunda kendi ana-babasıyla kurduğu ilişkiler ne kadar olumluysa, yeni annenin yaşayacağı duygusal iniş-çıkışlar da o kadar çabuk ve sağlıklı atlatılır. Bununla birlikte genç anneler, kendi anne babalarını gençliklerinin verdiği yoğun
duygularla değerlendirirler. Bu yoğun duygular, anne olmanın su yüzüne çıkardıklarıyla birleştiğinde daha da yoğun kaygı ve endişelere yol açarak annelik uygulamalarını olumsuz etkileyebilir."
"ANNE OLMAK BELİRLİ BİR OLGUNLUĞU GEREKTİRİR"
Türkiye'de kadınların yaklaşık yüzde 60'ının 18-24 yaşları arasında, yüzde 32'sinin ise 18 yaşını doldurmadan evlendiğini bildiren Dr. Bilgin, kadınların ortalama evlenme yaşının 22 olduğu söyledi. Evlendikten sonraki ilk yıl içinde hamile kalma veya çocuk doğurma oranlarının oldukça yüksek olduğuna değinen Dr. Bilgin, "Çiftlerin evlendikten sonraki ilk bir yıl içerisinde çocuk sahibi oldukları söyleyebilirim. 'Evlendik, çocuğumuzun olması zaten gerekiyordu', 'hamile kalmayı hiç beklemiyordum' ya da
'korunmam gerektiğini düşünemeden hamile kaldım' gibi açıklamalar, küçük yaşlarda evlenerek çocuk sahibi olan kadınlardan sıkça duyuluyor" dedi.
Erken yaşlarda anne olan kadınların sadece çok azının çocuk sahibi olma kararını bilinçli bir şekilde verdiklerini, diğerlerinin ise anne olmanın ne demek olduğunu bilmeden çocuk sahibi olduğunu dile getiren Bilgin, "Anne olmayı isteyen her kadının öncelikle kendine neden anne olmak istiyorum sorusunu yöneltmeleri gerekir" şeklinde konuştu.
