AKTUEL PSİKOLOJİ

Empati, Bebeklik Döneminde Kazanılmaya Başlayan Bir Yetenektir

Empati, Bebeklik Döneminde Kazanılmaya Başlayan Bir Yetenektir

Psk. Tuğba Sezgi - Empati yapabilmek, dinlemek kavramından daha farklı ve daha kapsamlı bir şeydir. Karşımızdaki şahsın içinde bulunduğu durumu, bize vermek istediği mesajı, bu mesajı verirken kendisinde oluşan hisleri anlamak ve anladığımızı da bir ayna olarak kendisine yansıtabilmektir.

Gündelik yaşantımızda sıkça duyduğumuz, ancak ilişkilerimizde pek kullanamadığımız, ya da kullanırken zorlandığımız bir kavramdır empati. Kısaca insanların birbirlerini anlayabilmeleri için muhatap oldukları kişilerin gözleriyle yaşama bakabilme becerisidir diyebiliriz.

 

Ünlü bir iletişimci; “dünyanın geleceğine olumlu anlamda katkı yapabilecek kavramların başında empati geldiğini” söyler. Sosyal problemlerin etkisiyle insani ilişkilerin “olduğu gibi” den sıyrılarak, “olmam gerektiği gibi” olgusuna kaydığı, benmerkezciliğin insan karakterinin daha çok ön plana çıkan bir yönü olduğu, çevrede olup bitenlere “benim gemim nasılsa yürüyor” nazarıyla bakıldığı bir dünyada, empati yeteneğine sahip olmak, şüphesiz büyük bir meziyet olsa gerek.

 

Doğu kültürlerinde komşusu açken uyuyabilenin kınandığı ve aynı şekilde batı kültürlerinde “başkasının ayakkabılarıyla yürüyebilmek” gerekliliği şeklinde önemi vurgulanan empati, insan karakterinde doğumdan itibaren başlayan bir süreçle ve ilk emarelerinin bebeklik dönemi yaşantılarıyla meydana gelen bir özellik olarak karşımıza çıkmakta.

 

Empati yapabilmek, dinlemek kavramından daha farklı ve daha kapsamlı bir şeydir. Karşımızdaki şahsın içinde bulunduğu durumu, bize vermek istediği mesajı, bu mesajı verirken kendisinde oluşan hisleri anlamak ve anladığımızı da bir ayna olarak kendisine yansıtabilmektir. Böylesi önemli bir yetenek, insanın yaşam döngüsünde, zamanla karakterine yerleşse de, uzmanlar tarafından bu yeteneğin bebeklik yaşantılarıyla oluşmaya başladığı belirtilmektedir.

 

Henüz yaşını doldurmamış bebeklerin, bizim onlara verdiğimiz tepkilere karşılık vermeleriyle başlayan bir süreçtir bu. Bebekler, çevrelerinde olup bitenleri meraklı gözlerle anlamaya çalışırken, anne babalarını ya da o dönemde en çok gördükleri kişileri taklit ederek, duyguları yorumlama kabiliyetlerini geliştirmeye başlarlar. 0-2 yaş dönemindeki bebeklerin yüzlerine gülümsediğinizde onlar da size gülerek karşılık verirler. Ağladığınızda, yüzlerini buruşturup ağlayabilirler. Ya da kendileri gibi farklı bir bebeğin ağlamasına ağlayıp, gülmesine tebessümle karşılık verebilirler.

 

Aile içinde çocukların yetiştirilme tarzı, ebeveyn tutumları, anne babaların duygularını birbirlerine ifade ediş biçimleri, bebekler için daha da önemli bir hal almakta. Taklit yeteneğini geliştiren çocuk, ev içerisindeki tutumları aynen öğrenir ve taklit etme yoluna gider. 0-2 yaş dönemi, bebeğin hayata ve insanlara olan güveninin merkezini oluşturduğu için, anne babasının bu güven duygusunu bebeklerine hissettirecekleri yaşantıları ve tutumları, bebek tarafından algılanır ve içselleştirilir.

 

Bebeğin ağrısı olduğunda annesinin onu her zamankinden daha fazla kucaklaması ve annenin yüzünde meydana gelen mutsuzluk ifadesi, bebek tarafından hissedilir. Tam tersi durumda annenin içinin sevinçten kıpır kıpır olduğu ve bebeğine bakıp tebessüm etmesi de bebek tarafından mutlu bir ifade olarak aynen karşılık görür. Böylelikle bebekler, ebeveynlerinin ruh hallerinden ve o ruh hallerinin hareketlerine, jest ve mimiklerine yansımalarından, kendi duygularını da fark etmeye ve anlamlandırmaya başlarlar.

 

Bu noktada anne babanın her türlü duygu durumu çocuk tarafından anlamlandırma çabası içinde olacağından, anne babaların duygularını dışa yansıtırken, aşırılıklardan, normal dışı tepkilerden uzak durmaları, insan doğasında hangi duruma karşılık hangi duygusal yoğunluk yaşanması gerekiyorsa onu hissettirmeleri gerekmektedir. Eşlerin birbirlerine yardımcı olmaları, iltifatları, birbirlerinin yüzlerine tebessümle bakmaları, problemleri olduğu durumlarda birbirleriyle ilgilenmeleri, mutsuzluklarında eşin de mutsuz olması gibi duygusal yaşantılar, bebekler tarafından algılanır ve ileri yaş dönemlerinde aynı durumlara aynı tepkileri verme yeteneği geliştirmiş olurlar.

 

İnsan doğasının doğuştan getirdiği bu meleksi özellik olan empatiyi, kendi yaşantılarımızda ve ilişkilerimizde kullanmak, şüphesiz çocuklar için en güzel ayna olacaktır.



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol