İpek Tuzcuoğlu Boşandı! Hızlı Evlen Erken Boşan
Dürüye’nin Güğümleri” rol alan İpek Tuzcuoğlu – Yener Gürsoy iki hafta önce ayrıldı. Evlilik iki imzayla başlayıp, iki imzayla biten basit, o kadar ciddi bir konu değilmiş gibi görünüyor ve pek çok ünlü bu fikri pekiştiriyor olabilir.
“Dürüye’nin Güğümleri” adlı dizinin çekimleri sırasında sette evlenme kararı alan ve herkesi şaşırtan bir evliliğe imza atan İpek Tuzcuoğlu – Yener Gürsoy iki hafta önce ayrıldı. Evlilikleri bir yıl süren çiftin ayrılma nedeni olarak Yener Gürsoy’un kıskançlıkları gösteriliyormuş.
Son yıllarda özellikle ünlülerin evlilik kararını çok kısa sürede aldıklarını görmekteyiz. Ancak günlük hayatta da pek çok insanın hemen evlenmeye karar verdiğini görmüyor değiliz. Evlilik iki imzayla başlayıp, iki imzayla biten basit, o kadar ciddi bir konu değilmiş gibi görünüyor ve pek çok ünlü bu fikri pekiştiriyor olabilir. Peki gerçekten böyle midir?
Her şeyden önce aşk güzel bir duygudur. İpek Tuzcuoğlu ve Yener Gürsoy da aşık olarak evlendiler. Aşkın taçlandırılması ise evlilikle gerçekleştiriliyor; peki bu tacın kaybı bu kadar çabuk mu olmalıdır.
Aşk, evlenmeyi kesinler mi? Bu pek de belli değildir. Çünkü aşık olduğunuz insanla birlikte yaşayabileceğinizin garantisi yoktur. Aşk, mantığı şekillendirmede, alışkanlıkları değiştirmede genelde çok da başarılı olamıyor. Evlilik, sadece aşkın değil, saygının, uyumun ve sevginin üzerine kurulmalıdır. Ve evlenmek için iki kişinin birbirini fazlasıyla tanıyor olmasında fayda vardır. En azından herkes elinden gelenin en iyi yapmalıdır.
Aşk ve sevgi farklı mı? Biraz farklı; çünkü aşık olan insan sadece karşı tarafı abartır, abarttığı yönleriyle, olduğundan fazla görerek coşkun bir duyguyla sever. Hep güzelken, yakışıklıyken sever. Oysa sevgi, sadece sevgi, hastayken, bakımsızken, çaresizken, susup konuşmazken de birini sevebilmektir. Makyajın ardındaki yüzü ya da pahalı gömleğin içindeki kalbi gerçekten sevip sevemeyeceğiniz önemlidir.
Evliliklerin bu kadar kolay ve çabuk sonlanması kalplerin kırılmasına, mutluluğa olan inancı, çiftlerin birbirine güvenlerini sarsıyor. Düşünmeden, emin olmadan, gerçekten tanımaya çalışmadan çabucak evlenmek doğru değildir. Bunun hem duygusal hem de ekonomik sorumlulukları olduğu unutulmamalıdır. Özellikle de erken hamileliklerin yaratacağı sorunlar daha büyüktür.
Bir insanın kıskanç olup olmadığını ilişkinin ilk gününden dahi anlamak mümkündür. Kıskanan kişinin neden kıskandığını çiftlerin beraber anlamaya çalışması, bu duygunun kaynaklarına inmesi gerekir. Kıskançlık kişinin kendi geçmiş yaşantılarından kaynaklanabileceği gibi, karşı tarafın üstelemesiyle de yaşanabilir. Çiftler arası sorumluluk beraberce üstlenilmeli ve beraber çözülmelidir. Bu konuda çift terapisi oldukça doğru ve yardımcı olan bir yoldur. Ancak erken davranmakta fayda vardır.
Evlenmeden önce tüm sorunların çözülmesi mutlu bir beraberliği sağlayacaktır.
